Denetimli serbestlik hakkında yasal süreçlerin karmaşıklığı, eksik bilgi ile birleştiğinde esrar ve diğer ürünleri tüketenler için hem kaygı verici hem de bilgi arayışını zorunlu kılan bir döneme dönüşebiliyor. Özellikle esrar kullanımıyla ilişkili denetimli serbestlik süreçleri, idrar testleri ve yeni çıkan yasal düzenlemeler konusunda insanların aklında pek çok soru işareti var.
Bu yazıda, esrar kullanıcılarının en çok tartıştığı ve bilgi aradığı sorulara yakından bakacağız. Denetim sürecinde “Sürpriz idrar testlerinden nasıl kurtulurum?”, “Kaç ihlalden sonra dosya kapanır?” veya “İdrar testi nasıl temiz çıkar?” gibi soruların yanıtını arayanların bilgi ihtiyacını karşılamak için büyük bir soru-cevap içeriği hazırlamak istedik.
Bu yazının genel kapsamı.
Ana Konu Başlığı | Sık Sorulan Alt Sorular / Aranan Bilgiler |
1. Denetimli Serbestlik | – “Sürpriz idrar testi nedir, ne zaman yapılır?”- “Denetimde polisin araması normal mi?”- “Seminere gitmezsek ne olur?” |
2. İdrar Testleri & Temiz Çıkma | – “Kaç gün önce bırakmak gerekir?”- “Detox ürünleri işe yarar mı?”- “Hangi gıdalar idrarı temizler?” |
3. Yeni Yasal Düzenlemeler | – “Yeni yasa kimleri kapsıyor?”- “Savcılık mı çağırıyor, denetim mi?”- “2023 sonrası yakalananlar neyle yargılanıyor?” |
4. Tahlil Türleri ve Etkileri | – “Sürpriz idrarda daha detaylı mı bakılıyor?”- “Referans aralığı ne demek?”- “Saç testi yapılır mı?” |
5. Ceza Türleri ve Süreçler | – “İhlal kaç kez yapılırsa dosya kapanır?”- “Ticaret ve içicilik farkı nedir?”- “Beraat alsam HAGB bozulur mu?” |
Denetimli Serbestlik Hakkında En Çok Endişe Edilen Konular
- Aniden gelen “sürpriz idrar testleri” – Çoğu kullanıcı hangi günlerde geleceğini bilmediğinden stres yaşıyor, bu konuda netleştirilmesi gereken konuları ele aldık.
- İhlal sayısına bağlı cezalar – Kaç ihlalde dosya kapanır? Yoruma değil güncel yasalara göre yorumları bu yazıda bulabilirsiniz.
- Detoks ürünlerine duyulan güvensizlik – Bitkisel yöntemler (maydanoz, sirke, yoğurt, cinko vb.) arasında kafa karışıklığı.
- Yeni yasaların geriye dönük etkisi – Eski denetimlerin de yeni yasadan etkilenip etkilenmediği.
- Polisin araması vs. mahkeme çağrısı – Kimin hangi durumda çağırdığı belirsizliği.
Yanlış Bilgiye Açık Alanlar / Bilgi Kirliliği
- “1 haftada temiz çıkarsın” gibi genellenmiş bilgiler sürekli tekrar edilmekte ancak bilimsel temelden yoksundur.
- Detox için önerilen doğal maddelerin etkisi abartılıyor olabilir, dikkatli olmalısınız.
- Tahlil türleri (sürpriz vs. planlı idrar testi) arasındaki farklara dair yanlış varsayımlar üzerinden hareket etmemelisiniz.
- “İlk test daha detaylıdır” gibi yargılar sık tekrar ediliyor ancak resmi dayanak bulunmamaktadır.
Sıkça Sorulan Soru ve Cevaplar
SSS bölümünü denetimli serbestlik süreci, idrar testleri, detoks yöntemleri, yasal süreçler, kullanıcı deneyimleri ve pratik bilgiler, 2023-2025 yılları arası yeni yasa uygulamaları ve diğer konular (yetiştiricilik, içici-tacir ayrımı, vb.) olarak ele aldık. Topraktan yetişen, herhangi bir ek işleme ihtiyaç duymayan, doğanın bize sunduğu ve bir baharat kadar masum olduğuna inandığımız bu bitkinin Türkiye’de de yasal olması dileğiyle.
Denetimli Serbestlik Süreci
Denetimli serbestlik (yazının bazı bölümlerinde DS olarak kısaltılacaktır) hakkında deneyim ve yasal süreçler.
Denetimli serbestlik nedir, ne kadar sürer?
Cevap: Denetimli serbestlik, uyuşturucu maddeyle yakalandığınızda hapis cezası almamanız için uygulanan bir tedbir sürecidir. Özellikle ilk yakalanmada savcılık genelde cezai takibatı 5 yıl erteleyip sizi 1 yıllık bir denetimli serbestlik programına yönlendirir. Bu 1 yıl boyunca idrar testleri verir, seminer/destek programlarına katılırsınız. Tüm yükümlülükleri başarıyla tamamlarsanız hakkınızdaki dava hiç açılmamış gibi dosya kapanır ve adli sicilinize işlenmez. Yani bir nevi şans verilen bir deneme süresidir. Ancak bu süre içerisinde aynı suçu tekrar işlememeniz ve kurallara uymanız gerekir. 1 yıllık program bittikten sonra toplam 5 yıl dolana dek denetim altında sayılırsınız. Bu 5 yıl içinde yeni bir suça karışmaz veya denetim şartlarını ihlal etmezseniz dosyanız tamamen düşer ve hiçbir ceza almazsınız.
Denetimli serbestlik süreci nasıl başlıyor, neler yapmam gerekiyor?
Cevap: Denetimli serbestlik süreci savcılığın sizi yönlendirmesiyle başlar. İlk yakalandığınızda (ya da hastane testiniz pozitif çıkıp polis bildirdiğinde) savcılıktan bir tebligat gelir veya karakola çağrılırsınız. Ardından Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’ne kayıt olursunuz. Size bir program çizelgesi verilir ve öncelikle idrar testleri ile eğitim seminerlerine katılmanız istenir. Genelde ilk etapta birkaç ay içinde birkaç defa (örneğin 3 defa) arka arkaya idrar testi verilir ve aynı dönemde belirli aralıklarla seminerlere katılmanız gerekir. Genellikle ayda bir seminer olacak şekilde, yaklaşık 6 seminer oturumuna çağırılır, ilk üç idrar testi aylık verilir. İdrar testleri için size bir hastane veya laboratuvar sevk kağıdı verilir; o belgeyle genellikle bir devlet hastanesine veya Adli Tıp birimine gidip örnek verirsiniz. Süreç boyunca size bir denetimli serbestlik memuru atanır ve düzenli aralıklarla ofise uğrayıp imza atmanız da gerekebilir. Özetle, bu sürede yapmanız gerekenler: verilen takvimdeki tüm idrar testlerine zamanında gitmek, tüm seminer/toplantılara katılmak, uyuşturucu madde kullanmamak ve adres/telefon gibi bilgilerinizi güncel tutarak gerektiğinde ulaşılabilir olmaktır. Kurallara uyduğunuz takdirde denetim süreci sonunda sabıka kaydınız temiz kalacaktır.
Denetimli serbestlikte seminerler nasıl oluyor, ne sıklıkla katılmak gerekiyor?
Cevap: Seminerler, denetimli serbestlik tedavi programının eğitim/destek kısmıdır. Genelde psikolog veya uzmanların yönettiği grup oturumları şeklinde olur. Amaç, uyuşturucu kullanımının zararlarını anlatmak ve tekrar kullanmamanız için destek sağlamaktır. Uygulamada çoğu kişi ayda bir seminer olacak şekilde toplam 4-6 seminer oturumuna çağrılıyor. Örneğin bir kullanıcımız Aralık’ta başlayıp Mart başında bitecek şekilde 6 seminer planlandığını belirtmiştir. Bir başkası denetim süresinin bir parçası olarak her ay görüşmeye çağrıldığını aktardı. Seminerlerde yoklama alınır; katılmak zorunludur ve katılmadığınız takdirde ihlal sayılır. Ortam genelde rahat bir sohbet havasında geçer. Öyle ki, bazı kullanıcılarımız seminerlere sarhoş veya madde etkisinde gelenlerin dahi olduğununa dair bilgi verdiler. Elbette ki sizin ayık ve dikkatli olmanız en iyisidir. Seminerleri belirtilen takvimde tamamladığınızda bu yükümlülük bitmiş olur.
Denetimli serbestlikte idrar testi vermeye devam edecek miyim?
Cevap: Evet, denetimli serbestlikte idrar testleri sürecin önemli bir parçasıdır. İlk etapta genellikle arka arkaya birkaç ay test verilir. Örneğin birçok kişi ilk 3 idrar testini temiz vermek zorunda olduğunu, zaten ilk üçü temiz çıkacak şekilde bırakmış olmak gerektiğini vurguluyor. Bu ilk testler genellikle haberli şekilde, size verilen tarihlerde yapılır. Standart uygulamada ilk 3-6 ay düzenli test ve seminerlerden sonra kalan sürede (toplam 1 yıla tamamlanana dek) sadece aylık olarak DS bürosuna gidip imza atarsınız ve şüphe halinde tekrar teste çağrılabilirsiniz. Yani eski uygulamada sonrasında rutin test olmuyordu. Ancak 2023 Kasım ayında yasada yapılan değişiklikle bu uygulama sıkılaştı (aşağıda “Yeni yasa” başlığında detaylı). Artık savcılık, denetimli serbestlikteki kişilerden 5 yıllık denetim süresi bitene kadar en az iki kez habersiz sürpriz idrar testi istemek durumunda. Yani programınızın başındaki planlı testler bittikten uzun süre sonra bile, 5 yıl dolmadan, aniden tekrar çağrılabilirsiniz. Buna hazırlıklı olmak gerekir (aşağıda “İdrar Testleri” bölümünde sürpriz testlere ayrıca değindik). Sonuç olarak, denetimli serbestlik süresince ilk dönem yoğun, sonrasında seyrek de olsa test vermeye devam etmeniz mümkündür.
Denetimli serbestliği ihlal edersem (örneğin seminere veya teste gitmezsem) ne olur?
Cevap: Denetimli serbestlikte kurallara uymamak ciddi sonuçlar doğurabilir. Eğer geçerli bir mazeretiniz yokken seminere gitmez veya test vermekten kaçınırsanız, sistem bunu ihlal olarak kaydeder. İlk ihlalde tamamen bitmiş sayılmazsınız; genellikle size bir uyarı hakkı tanınır. Örneğin bir defaya mahsus doktordan rapor alıp götürerek gelmeme gerekçenizi belgelerseniz dosyanız hemen yanmaz, uyarı alıp devam edebilirsiniz. Ancak uyarı hakkınız yalnızca bir kereye mahsustur. Diyelim ki ilk testi vermediniz veya kirli (pozitif) verdiniz; kurul karşısında açıklamanız istenir. Bu durumda çoğunlukla savcılık bir ileri denetim seçeneği sunar: Yani “ya dosyan mahkemeye gitsin ceza al, ya da sana 6 ay daha ek program verelim” diyebilirler. Birçok kişi bu noktada pişman olup ikinci şansı kabul ediyor. İleri denetimde örneğin 6 kez daha (6 ay kadar) idrar testine ve belki ek seanslara tabi tutulursunuz. Bu ek şansı da batırırsanız veya ihlali tekrarlarsanız, artık dosyanız kapatılıp mahkemeye sevk edilirsiniz. Mahkemeye çıkmak demek, denetimli serbestlik şansınızı kaybettiğiniz için büyük ihtimalle ceza alacağınız anlamına gelir (aşağıda ceza konusuna değindik). Kısaca, bir defalık tökezleme telafi edilebilir (uyarı/ek program) ama ikinci kez ihlal ederseniz yargı süreci başlar.
Denetimli serbestlikte haklarım ve yükümlülüklerim neler?
Cevap: En temel yükümlülükleriniz, size verilen tüm görevleri zamanında ve eksiksiz yerine getirmektir: Belirlenen tarihlerde idrar testi vermek, seminer/toplantılara katılmak, gerektiğinde DS ofisine gidip imza atmak ve yeniden uyuşturucu kullanmamak. Bu süreçte keyfi seyahat kısıtlaması olmamakla birlikte, eğer program devam ederken şehir dışına çıkmanız gerekirse denetim memurunuzu bilgilendirmelisiniz. Özellikle test veya seminer dönemindeyseniz, şehir dışına/ülke dışına çıkarken çok dikkatli olun; zira o esnada çağrılıp gitmezseniz hakkınızda ihlal işlemine yol açabilir. Haklar konusuna gelince: Denetimli serbestliği başarıyla tamamlama hakkınız en önemli haktır diyebiliriz. Bunu başarırsanız sabıka kaydınız temiz kalır, hakkınızda hiç ceza uygulanmaz. Ayrıca yasal olarak süreç boyunca size kötü muamele yapılamaz; idrar testi vs. belirli prosedürler içinde yapılır (genelde kimse sizi izleyerek örnek almıyor, mahremiyete saygı var ancak bu biraz da sizin hal ve tutumlarınıza bağlıdır). Uyarı hakkı dediğimiz, mazeret bildirme hakkınız da yasal bir haktır (geçerli sebeple bir defa gecikmeye göz yumulabilir).
Özetle: sizin hakkınız süreci sorunsuz atlatıp sicilinizi korumak, yükümlülüğünüz ise bunu sağlayacak tüm adımlara harfiyen uymaktır.
Denetimli serbestlik alırsam sabıkam çıkar mı?
Cevap: Hayır, eğer programı başarıyla tamamlarsanız sabıka kaydınıza hiçbir şey işlemez. Denetimli serbestlik bir ceza değil, dava erteleme tedbiridir. Dolayısıyla tüm şartları yerine getirdiğinizde hakkınızdaki dosya düşer ve mahkeme hiç gerçekleşmediği için adli sicilinize bu olay yansımaz. Hatta arşiv kaydında bile görünmeyeceğini forumda tecrübe edenler yazmış durumda. Ancak denetimi yakarsanız, yani ihlal nedeniyle mahkemeye kalır ve ceza alırsanız, işte o zaman sabıka kaydınız oluşur. Kısacası denetimli serbestlik sizin için sicilinizi temiz tutmak adına bir şanstır; değerlendirirseniz sabıka almadan kurtulursunuz.
Denetimli serbestlikteyken şehir dışına veya yurtdışına çıkabilir miyim?
Cevap: Kısmen evet, fakat riskleri var. Denetimli serbestlik devam ederken özellikle ilk 1 yıllık program sürecinde (idrar testleri ve seminerler bitene dek) seyahat etmeniz tavsiye edilmez. Zorunlu bir durum varsa denetimli serbestlik memurunuzu haberdar etmelisiniz.
Yurtdışı konusunda deneyimler şu şekilde: Programı sürerken yurtdışına giden biri, çağrıldığı sürpriz testlere katılamadığı için dosyasını yakabilir. Eğer tedavi programını tamamlamadan giderseniz iki defa yoklama/ihlal sonrası dosyanız kapanır (yani mahkemeye gönderilir, ceza alırsınız). Öte yandan, programını bitirip sadece 5 yıllık denetim süresini bekleme aşamasında olanlar için durum biraz daha esnek. Bu durumda savcılık sizi arayıp idrar testine çağırabilir; yurtdışındaysanız fiilen gidip vermeniz mümkün olmaz. Yurtdışına çıkmadan önce savcılıkla konuşup önceden idrar vererek durumu hallettiğini bildiren kullanıcılarımız mevcut. Hatta bir örnekte kişi temiz idrar sonucunu verdikten sonra savcılığın “tamam, bizlik işin bitti, 5 sene suça karışma” diyerek dosyayı kapattığını aktarmış bulunuyor. Genel olarak: kısa süreli yurtdışı seyahatte şansınıza o arada çağrılmazsanız problem yaşamazsınız. Ama çağrılırsanız ve gidemezseniz, ülkeye dönünce dosyanızın tehlikeye girer. Bu yüzden mümkünse denetim altında uzun seyahatleri erteleyin, gitmeniz şartsa da önceden bilgi verip bir çözüm yolu (erken test vermek gibi) arayın.
İdrar Testleri
Denetimli serbestlik kapsamında testlerin yapılış biçimleri, süpriz idrar testi, kaç günde temizlendiği, THC ve bakılan diğer maddeler, referans aralıkları ve pozitif/negatif çıkma senaryolarını ele aldık.
Denetimli serbestlik kapsamında idrar testleri nasıl yapılıyor?
Cevap: Denetimli serbestlikteki idrar testleri genellikle devlet hastanesi laboratuvarlarında veya Adli Tıp birimlerinde gerçekleştiriliyor. Savcılık sizi idrara çağırdığında, karakoldan veya DS bürosundan bir sevk kağıdı alıp belirtilen sağlık kuruluşuna gidiyorsunuz. Orada kimlik verip bir numune kabı alarak tuvalete girip örnek veriyorsunuz. Çoğu durumda numune verme esnasında biri başınızda beklemiyor, mahremiyet var. Bazı abonelerimiz “adli tıpta idrar verdim ve beni gözetleyen biri yoktu” diye raporlamıştır ancak o anki personelin ve sizin hal/tavırlarınıza göre değişik yaklaşım olabilir. Fakat, kapıda polis nezaretinde süreci takip edenler olabiliyor, yani tamamen takip edilmez değilsiniz. Verdiğiniz örnek üzerine barkod yapıştırılıp laboratuvarda teste tabi tutuluyor. Testin kendisi savcılığın talebiyle yapıldığı için Adli Tıp usulünde, güvenilir bir tarama testidir (denetim bürosunun elinde hızlı kit değil, direkt laboratuvar analizi yapılıyor).
Sonuçlar genelde birkaç gün içinde çıkar ve denetim biriminize iletilir. İlk başlarda testler genelde planlı şekilde (size önceden tarih verilir) yapılırken, özellikle yeni düzenlemeyle ilerleyen dönemde habersiz/sürpriz testlere de çağrılabilirsiniz. Bu durumda genelde polis telefonla arayıp “şu tarihe kadar gel idrar ver” diyor. Tamamen ani de olabiliyor; örneğin bir kullanıcımız 3 yıl hiç çağrılmadıktan sonra bir gün jandarmadan aranıp 3 gün içinde test vermesi gerektiğini bildirmiştir. Kısacası, idrar testleri devlet gözetiminde, standart prosedürlerle yapılır. Hile yapmaya kalkarsanız (başkasının idrarını vermek gibi) fark edilirse hemen rapor edilir ve dosyanız yanar.
Denetimli serbestlikte sürpriz idrar testine çağrılıyor muyuz?
Cevap: Evet, özellikle 2023 sonrası bu çok sık gündeme geldi. Önceden, denetim programının başındaki birkaç testten sonra pek sürpriz olmuyordu (ancak şüpheli bir durum olursa ekstra test istenebilirdi). Fakat Kasım 2023’te yürürlüğe giren yargı paketine göre savcılık, denetimli serbestlik tedbiri altındaki kişileri 5 yıllık denetim süresi bitene kadar en az iki kez daha habersiz teste çağırmakla yükümlüdür. Bunun sonucunda birçok kullanıcı “denetimi biteli yıllar oldu, şimdi aradılar idrar istediler” şeklinde şikayetlerini dile getirmiştir.
Örneğin, 2020’de programını bitirmiş bir abonemiz, tam 3 yıl sonra 2023’te bir sabah jandarmadan aranıp 3 gün içinde gel test ver denildiğini söyledi. Yani dosyanız kapansa bile, 5 yıl dolana kadar rahat bırakılmama ihtimaliniz var. Bu süpriz testler tamamen ansızın olabiliyor; posta ile tebligat gelmeden telefonla çağrı yapılıyor. Genelde de birkaç gün içinde hastaneye gidip idrar vermeniz isteniyor. Buna uymamak denetimi ihlal sayılıyor (uyarı hakkınız dahi olsa riske girmemelisiniz).
Sonuç olarak, denetimli serbestlik altındaysanız her an çağrılabileceğinizi bilin ve “nasılsa bitti” diye düşünüp tekrar kullanmaya başlamayın. Özellikle yeni yasa sonrası “Burası Türkiye, sürprizlerle dolu” diyen abonelerimiz haklılar, çünkü çağrılmayacağınızın garantisi yok.
Uyuşturucu (örneğin esrar) idrar testinde kaç günde temizlenir?
Cevap: Bu konuda kişiden kişiye değişen bir tablo var, fakat genel eğilim şu: Esrar (THC) vücutta en uzun süre kalabilen maddelerden biri. Tek sefer veya seyrek kullanımda birkaç günde idrardan atılabilirken, düzenli/yoğun kullanımlarda 3-4 haftayı bulabilir. Kullanıcı deneyimleri de bunu doğruluyor: Kimi tüketici 3-4 günde temizlediğini söylerken, kimisi 6-8 günde bol su içerek geçmiş olduğunu ifade etmiştir. Öte yandan, çok uzun süre ağır içici olanlar 15 günde temizlenmenin bile zor olduğunu, 20-30 günün garanti gerektiğini belirtiyor. Bir kullanıcımız ilk denetim testinde 33. günde bile pozitif çıktığını, ancak 6 hafta (45 gün) kadar sonra tamamen temiz verebildiğini paylaşmıştır. Yani THC testi için güvenli tarafta olmak isterseniz, bir ay kullanmamak en iyisi olabilir.
Diğer maddeler esrara kıyasla daha hızlı atılır: Kokain genelde 2-5 günde temizlenir (en fazla 7 gün). Eroin ve türevi opiyatlar yaklaşık 2-3 günde, amfetamin, ekstazi (MDMA) gibi uyarıcılar 2-4 günde büyük oranda idrardan çıkar. Benzodiazepin (Xanax vs.) gibi ilaçlar orta uzunlukta kalabilir (kısa etkililer birkaç gün, uzun etkililer 1-2 hafta). Tabii bunlar ortalama süreler; metabolizma hızı, vücut yağ oranı, hidrasyon düzeyi gibi faktörler süreyi etkiler. Örneğin spor yapıp terleyen, bol su içen ve vücut yağı düşük biri THC’yi daha hızlı atabilir. Sonuç olarak, esrar içen biri için 2 hafta çoğu durumda yetse de, garanti için 3-4 hafta uzak durmak en iyisi. Diğer maddelerde ise genellikle bir haftayı geçmez ancak sık kullanıyorsanız yine biraz pay bırakmak iyi olur.
İdrar testinde hangi maddeler tespit ediliyor, sadece THC’ye mi bakılıyor?
Cevap: Denetimli serbestlik kapsamındaki testler çoklu panel diyebileceğimiz türden, yani birden fazla maddeye aynı anda bakılıyor. Genellikle tahlil formunda “kannabinoid metabolitleri (THC), opiat (morfin türevleri), kokain metabolitleri, amfetamin, methamfetamin, ecstasy (MDMA), benzodiazepin, barbitürat” gibi başlıklar bulunuyor. Hatta bazen “buprenorfin” gibi reçeteli opioidler veya “metadon” da listede olabiliyor. Kısacası, sadece esrara bakıyorlar diye rehavete kapılmayın, uyuşturucu panelleri oldukça geniştir. Nitekim bir müşterimiz, hastanede eline verilen kağıtta THC, kokain, eroin vs. sıralı bir liste gördüğünü, yani yalnız THC’ye bakılmadığını fark ettiğini belirtmiştir. Ayrıca şehirden şehre bile ufak farklar olabilir. Kimi yerde ek olarak metamfetamin ayrı listelenmiş olabiliyor mesela. Ama standart olarak yaygın yasa dışı maddelerin hepsi taranıyor diyebiliriz. Alkol bu idrar testinin konusu değil (ayrı bir test gerekir), o yüzden panellerde genelde bulunmaz. Özetle, “nasılsa ben sadece hap aldım, çıkmaz” demeyin, büyük ihtimalle çıkaracak bir test paneli vardır.
İdrar testi sonucunda “referans aralığı” ne anlama geliyor? Negatif sayılmam için değer kaç olmalı?
Cevap: Laboratuvar testlerinde referans aralığı, bir maddenin saptanma sınırını gösterir. Uyuşturucu idrar testlerinde de pozitif/negatif ayrımı belli bir eşik değere göre yapılır. Örneğin THC için genellikle 50 ng/mL eşik değer kullanılır. Yani idrarınızda 50 ng/mL’den daha az THC metaboliti varsa sonucunuzu “Negatif” verirler, 50’nin üzerindeyse Pozitif (kirli) kabul edilir. Bu referans değeri sayesinde, örneğin çok düşük miktarda pasif maruziyet sonucu ufak bir seviye çıktıysa bile 50’nin altında kalırsa siz negatif sayılırsınız. Çoğu resmi sonuç raporunda bu değer açıkça yazmaz; sadece “negatif” ya da “pozitif” olarak belirtilir. Bazı müşterilerimiz özel laboratuvarda test yaptırdıklarında sayısal değer göremediklerini, sadece negatif/pozitif dendiğini, AMATEM’de de muhtemelen aynı eşiklerin geçerli olduğunu ifade ettiler. Kimi kaynaklarda doğrulama testi eşiği 15 ng/mL gibi daha düşük bir değer olarak geçse de (GC/MS teyit testleri için), pratikte sizin bilmeniz gereken 50 ng/mL kuralıdır. Yani evde eczaneden aldığınız idrar test kitlerinde de genelde 50 ng cutoff olur. İki gün üst üste evde negatif çıkıyorsa, resmi testte de %99 negatif çıkarsınız demek yanlış olmaz. Sonuç olarak, referans aralığı dediğimiz eşik değer yaklaşık 50 ng/ml civarıdır ve altında kalırsanız temiz sayılırsınız.
Kokain kullansam idrar testinde kaç gün çıkar?
Cevap: Kokain vücutta nispeten hızlı atılır, tek kullanımda 2-3 günde metabolitler genelde temizlenir. Çok nadiren 5-7 güne uzar (aşırı ve sürekli kullanımda). Kokain için “en az 3, en fazla 7 güne idrardan temizleniyor” diye net bir ifade kullanmak pek doğru olmasa da, genel olarak böyledir. Benzer şekilde eroin ve diğer opiyat türevleri de birkaç gün içinde idrarda saptanmaz hale gelir. Amfetamin, metamfetamin, ekstazi (MDMA) gibi uyarıcılar 2-4 gün arasında temizlenir. LSD gibi maddeler rutin idrar panelinde genelde bakılmaz ama bakılsa bile 2-3 gün içinde atılır. Sentetik kannabinoid (bonzai) bazı özel testlerle tespit edilse de çoğu DS testinde yok, olsa bile 2-3 gün içinde kandaki değerleri düşer. Kısacası esrar dışındaki çoğu madde bir hafta içinde idrardan silinmiş olur. Tabii bu genel bilgidir, metabolizmanız yavaşsa veya çok yüksek doz aldıysanız uç değerleri bulabilir. Ama örneğin kokain kullanan birinin 1 hafta sonra idrarının temiz çıkmaması düşük ihtimal. Yine de denetimli serbestlikte en güvenli yol hiçbirini kullanmamaktır.
İlk idrar testim pozitif çıkarsa (kirli verirse) hemen ceza alır mıyım?
Cevap: İlk testiniz pozitif çıkarsa doğrudan ceza almazsınız, fakat denetimli serbestlik süreciniz tehlikeye girer. Normalde denetim programına başlarken bir kısım kişi zaten kullanmayı yeni bırakmış oluyor ve ilk testinde hala THC çıkabiliyor. Bu gibi durumlar “ilk idrarın pis olabilir, sorun değil ama sonrakiler mutlaka düşüş göstermeli ve temiz çıkmalı” diye değerlendiriliyor. Yani ilk testte diyelim ki THC tespit edildi, siz yine programa devam ediyorsunuz ancak derhal maddeyi tamamen bırakmış olmanız bekleniyor. Sonraki testlerde değerin azalması ve negatife dönmesi lazım. Eğer ilk testinizde yüksek çıktı ve sonraki testte de yine pozitif gelirse, işte o zaman programı ihlal etmiş sayılırsınız (madde kullanmaya devam ettiğiniz anlaşılıyor). Bu durumda kurul sizi çağırıp nedenini soracak ve muhtemelen ileri denetim (ek 6 ay program) teklif edecektir. Onu da reddeder veya onda da pozitif verirseniz dosyanız mahkemeye gönderilir. Yani ilk pozitif anında ceza değil, bir uyarı/şans mekanizması var diyebiliriz. Ancak ilk testiniz pozitif çıkarsa mutlaka hemen tamamen bırakmalısınız. Ayrıca ilk testinize girmeden önce kullanımı bırakmanıza rağmen pozitiften endişe ediyorsanız, bol su içmek, ter atmak gibi yöntemlerle az da olsa değeri düşürebilirsiniz (aşağıda detoks yöntemleri kısmına bakın). Ama en güzeli, denetim sürecine girer girmez kullanımı kesip vücudu temizlemeye başlamaktır ki, ilk testte mümkünse negatif çıksın.
Detoks Yöntemleri
Denetimli serbestlik öncesi doğal yollar veya ilaçlar ile hızlı temizlenme, başkasından alınan örneği vermeye çalışmak gibi konularda bilmeniz gerekenler.
İdrar testinden önce hızlı temizlenmek için maydanoz suyu, sirke, limon, soda gibi yöntemler işe yarar mı?
Cevap: Bu tür doğal detoks formülleri en çok tartışılan konulardan biri. Maydanoz kürü, limonlu su, elma sirkesi, karbonatlı soda, yoğurt suyuna kadar envai çeşit yöntemler en çok denenenler olabilir. Genel kanı ise şu şekilde; hiçbir doğal yöntem tek başına mucize yaratmıyor, sadece süreci bir nebze hızlandırabiliyor. Sirke, limon, maydanoz bol tüket, çok su iç, bu süreyi yarıya indiriyor. Denendi, tescillendi diye iddialı konuşanlar da var, bir işe yaramadığını söyleyenler de. Yani normalde 20 günde temizleneceksen 10 güne düşürür gibi bir inanış var. Ancak bir başka deneyimde, 24 saat içinde temiz çıkmak için yarım litre sirke içip, maydanoz kaynatıp, 8 litre su içmiş ama sonuç yine pozitif gelmiş. Bu kullanıcımız “mucize bekledim ama kirli çıktı, dosya savcılığa gidiyor” diye hayal kırıklığını paylaştı. Dolayısıyla maydanoz, sirke vs. kısmen yardımcı olabilir fakat garanti değil. Yine de genellikle bol su içmeye vurgu yapılır.
Su tüketimi idrarı sulandırıp metabolit oranını düşürebiliyor (çok aşırıya kaçıp su zehirlenmesine dikkat edin). Ter atmak (spor, sauna) da THC’yi yağ dokusundan mobilize edeceği için önerilir. Maydanoz kürü idrar söktürücü etki yapabilir, sirke ise metabolizmayı hızlandırdığı düşünülerek kullanılıyor. Bazen de sabah akşam elma sirkesi içip yeşil çay, ısırgan çayı gibi şeyler tüketmek denenebilir. Özetle, doğal detoks tavsiyelerini uygulayabilirsiniz ama bunlar destekleyici yöntemlerdir. En etkili temizlenme yöntemi kullanım üzerinden zaman geçmesi ve hiç madde kullanmamaktır. Bunu kısaltmak için bol sıvı, biraz spor, belki maydanoz-sirke gibi kürler deneyebilirsiniz. Ancak son günlere bırakıp “birkaç günde her şeyi sıfırlarım” sanmayın, bu yöntemle hareket eden çoğu kişi maalesef denetimden geçemeyecektir. Bazen çareyi hile yapmakta arayabilirsiniz (başkasının idrarını verme konusu aşağıda), fakat bu da yakalanması halinde çok daha büyük bir felaket olabilir.
Lasix gibi idrar söktürücü ilaçlar kullanmak işe yarar mı, güvenli mi?
Cevap: Lasix (furosemid) kullanımı yaygın bilinen bir yöntemdir. Lasix güçlü bir idrar söktürücü (diüretik) ilaçtır ve reçetesiz eczaneden alınabilir. Birçok kullanıcımız “Lasix çok iyi bir çözüm, pahalı değil, her sabah bir tane ve bol su tüketimiyle idrar gününe kadar devam edilmeli” diye tavsiyede bulunuyor. Mantığı, vücuttan sık sık su attırarak metabolitlerin yoğunluğunu azaltmaktır. Gerçekten de Lasix kullanıp her gün litrelerce su içenler idrarlarının hızla berraklaştığını ifade etmiştir. Hatta testten önceki saatlerde de bir tane almayı önerenler var. Dikkat etmeniz gereken nokta, bu ilaç vücuttan elektrolitleri de atar, aşırı kullanımı dehidrasyona ve mineral dengesizliğine yol açabilir ve böbrek ağrısı en çok belirtilen şikayetler arasındadır. Yani bünyeden bünyeye farklı tepki olabilir, bol suyla birlikte almazsanız zarar verebilir. Bir de çok su içip Lasix kullanınca idrarınız su gibi renksiz olur, bu da laboratuvarın dikkatini çekebilir. Bunu kamufle etmek için B vitamini almayı düşünebilirsiniz çünkü idrarı sarı renk yapar.
Özetle, Lasix kullanımı idrar çıkışını artırdığı için teorik olarak metabolitleri seyreltiyor, pek çok kişi faydasını gördüğünü raporlamış durumda. Ancak dozu kaçırmamalısınız, ilacı tok karnına alın ve gün içinde su içmeyi ihmal etmeyin. Mümkünse bir doktora veya eczacıya danışabilirsiniz.
Unutmayın, Lasix sadece idrarı sulandırır, sihirli değnek değildir. Maddeyi vücuttan metabolize edip atan asıl organ karaciğerimizdir, onu zamanla ve bol sıvıyla desteklemek en sağlıklı yollardandır.
Başkasının temiz idrarını vererek testi geçmeye çalışmak işe yarar mı?
Cevap: Öncelikle uyaralım, bu tür hilelere kalkışmak yasal olarak da etik olarak da çok risklidir. Yine de çaresiz kalanların ilk aklına gelen yöntemlerden biri olduğu için ele almakta fayda var. Böyle şeyler filmlerde kalmalı çünkü hastanelerde verilen örneğin vücut ısısı, rengi, kıvamı gibi detaylara bakılabiliyor. Başkasının idrarı soğuksa veya görünümü farklıysa anında şüphe çeker. Yakalanırsanız denetimli serbestlik değil doğrudan adli işlem görür, mahkemeye çıkarsınız. Ayrıca bazı laboratuvarlar teste giren kişinin tuvaletine eşlik edebiliyor ya da aynalı odalarda numune aldırabiliyor. Genel görüş “böyle numaralara gerek kalmadan halletmeye bakmanız” yönünde. Zaten maddeyi bırakıp su içerseniz çoğunlukla temiz çıkarsınız. Yukarıda bahsedilen doğal yöntemler de kısmi destek sunacaktır. Ancak eğer denetimde değil de iş başvurusu gibi bir test durumu olsa dahi, sahte numune verme durumunda yakalanırsanız kariyerinizi bitirebilirsiniz. Kısacası, daha büyük dertler yaşamamak adına bu yola başvurmayın, en iyisi kendinizi gerçekten temizlemektir, biraz sabredin.
Yasal Süreçler
Denetimli serbestlik sürecinde karakol, savcılık, ifade, mahkeme süreçleri, HAGB ve hapis süreçleri hakkında soru ve cevaplar.
Denetim sürecinde polis arayıp karakola çağırırsa ne yapmalıyım?
Cevap: Denetimli serbestlik altındaysanız, özellikle sürpriz idrar testleri için polis sizi arayabilir. Genelde bağlı bulunduğunuz karakol veya jandarma, savcılıktan gelen talimatla sizi arayıp “şu tarihte gel kağıdını al” veya “şu güne kadar idrar testine gitmen lazım” der. Böyle bir telefon aldığınızda kesinlikle vakit kaybetmeden belirtilen yere gidin. Karakolda size bir sevk belgesi verilecek ve o belgeyle hastaneye gidip idrar vereceksiniz. Bazen telefonda detay vermeyip sadece “savcı bey görüşmek istiyor” diyerek de çağırabilirler, büyük ihtimalle konu yine testtir. Denetimi biteli uzun süre olmuşken karakoldan aranıp 3 gün içinde test vermesi gerektiği dahi söylenebilir. Böyle bir durumda hemen harekete geçin. Eğer o an şehir dışındaysanız bile atlayıp gelmeniz en iyisi, çünkü mazeretiniz kabul görmeyebilir. Yani polisin çağrısına uymak zorundasınız. Karakola gidince genelde ifadeniz alınmaz, sadece test için belge verip yollarlar. Ama eğer test pozitif çıkmışsa sonrasında ifadeye de çağrılabilirsiniz (neden pozitif çıktı diye). Özetle, denetimde karakol çağırıyorsa yapmanız gereken derhal gitmek, verilen talimatı uygulamak ve yetkililerle iyi işbirliği yapmaktır. Aksi halde, yok saymanız durumunda denetimi ihlal etmiş olursunuz.
Savcılık beni tekrar ifadeye veya mahkemeye çağırabilir mi?
Cevap: Normal şartlarda denetimli serbestlikte mahkemeye çıkmazsınız (dava ertelenmiştir). Fakat denetimi ihlal ederseniz savcılık dosyanızı yeniden ele alır. Örneğin sürpriz testte pozitif yakalandınız diyelim, savcı sizi önce karakola ifade vermeye çağırabilir. En çok kafaya takılan konulardan biri “Testim pozitif çıktı, şimdi karakola gidip bununla ilgili ifade vermem gerekiyormuş. Savcı niye ifade alıyor, direkt dava açması gerekmez miydi?” şeklinde oluyor. Demek ki savcı, mahkemeye sevk etmeden önce ifadenizi alıp durumu değerlendirebiliyor. Belki makul bir açıklamanız varsa (örneğin “pasif içiciydim, bilerek kullanmadım” gibi) onu da dosyaya eklemek istiyor olabilir. Ama sonuç olarak savcı ihlal durumunda davanın önünü açar. İfade sonrası büyük ihtimalle hakkınızda kamu davası açılacak ve mahkemeye çağrılacaksınız. Mahkemede yargılama sonucunda ceza almanız söz konusu (genelde ilk ihlalde HAGB’li ceza, tekrarında daha ciddi yaptırım gelir. Aşağıda HAGB’yi açıkladık).
Kısacası, savcılık ancak denetim şartlarına uymazsanız sizi yeniden sürece dahil eder. Aksi halde 5 yıl sonunda otomatik dosya kapandığı için ne ifade ne mahkeme olmaz.
HAGB nedir? Denetimli serbestlikte uygulanır mı?
Cevap: HAGB, “Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması” ifadesinin kısaltmasıdır. Ceza davalarında, hakim sanığa bir ceza verir ama kararın açıklanmasını belli bir deneme süresi sonuna kadar erteler. Bu süre (çoğunlukla 5 yıl) sorunsuz geçerse hüküm hiç açıklanmaz ve sabıka kaydına girmez ve ceza almış sayılmazsınız. Denetimli serbestlikte hedef, hiç mahkemeye çıkmayıp dosyayı kapatmaktır. Ancak diyelim ki denetimi ihlal ettiniz ve mahkemeye çıktınız, ilk suçlarda mahkemeler çoğu zaman HAGB verir. Tecrübelerimiz, içiciliğe dair davalarda genelde ~1 yıl 8 ay hapis cezası verilip hükmün açıklanmasının geri bırakıldığını yönünde. Bu durumda ceza almış olsanız bile HAGB sayesinde hapse girmiyorsunuz ve deneme süresi sonunda bir daha suç işlemezseniz ceza düşüyor.
Ancak dikkat: 2023’teki yasal değişiklikler HAGB kurumunu sınırlama yönünde adımlar içeriyor. Yeni pakette 2 yıl altı cezalarda direkt hapis uygulansın gibi hükümler mevzu bahis olabilir. Henüz tam netleşmese de, ileride ilk defa yakalananlara bile HAGB yerine direkt para cezası veya kısa hapis (girdi-çıktı) verilebilir. Şu an (2025 itibariyle) çoğunlukla ilk vukuatınıza HAGB alırsınız diyebiliriz. Hatta denetimi bozup mahkemeye çıkan kullanıcılar “Hakim 2 sene ceza veriyorum, 1 yıl 10 aya indiriyorum, HAGB veriyorum, bir daha aynı suçu işlersen ikisi birden uygulanır” şeklinde deneyimlerini raporlamış bulunuyor. Yani şans tanıyorlar ama bir daha yakalanırsanız o ertelşenen cezayı da yatırabilirler. Özetle HAGB, denetimde ikinci bir emniyet sübabınız gibidir, mahkemeye düşseniz bile genelde uygulanır ve hapse girmezsiniz (elbette tekrar suç işlememek kaydıyla).
Denetimi bozarsam hapse girer miyim, ceza alırsam ne kadar alırım?
Cevap: İlk seferde denetimli serbestlik aldıysanız, muhtemelen hiç hapse girmeden atlatacaksınız. Diyelim ki kötü senaryo oldu, denetimi ihlal ettiniz ve mahkemeye çıktınız: Uyuşturucu kullanma suçunda (TCK 191) mahkeme çoğunlukla 1 ila 2 yıl arası bir hapis cezası veriyor. Örneğin birçok kişi için 1 yıl 8 ay (1.8 yıl) ceza duyuyoruz. 2 yılın altındaki cezalarda genelde ya HAGB uygulanıyor ya da ceza erteleniyor, o yüzden fiilen hapse girilmiyor. Bazen hakim duruma göre para cezasına da çevirebilir. Yani en kötü senaryoda 1 yıl 8 ay hapis cezası alıp hükmün açıklanması geri bırakılır, 5 yıl deneme süresiyle serbest kalırsınız. Eğer denetimi bozduktan sonra da tekrar yakalanmazsanız bu ceza da düşer. İkinci kez aynı suçtan yakalanırsanız (yani denetim sonrası tekrar kullanırken) o zaman ilk HAGB kararınız yanar ve onun cezası devreye girer, ayrıca yeni suçtan da ceza alabilirsiniz. Bu durumda kısa süreli hapis yatma ihtimali doğar. Ama ilk vakada “hapse girdim” diyen içici neredeyse yoktur, herkes ya denetimde kalıyor ya da mahkemede HAGB alıp çıkıyor. Sonuç olarak, denetimi hafife almayın ama ilk seferde hapse gireceğim diye de paniğe kapılmayın, büyük olasılıkla özgürlüğünüzü kısıtlayıcı bir durum yaşamadan bu süreci atlatırsınız.
Denetimli serbestlik süresi sonunda mahkemeye çıkmadan dosyam kapanıyor mu? Beraat etmiş mi oluyorum?
Cevap: Evet, denetimli serbestliği başarıyla bitirirseniz dosyanız 5 yılın sonunda savcılık tarafından müracaatte bırakılır, yani hiç dava açılmadan kapatılır. Bu, sizin için fiilen beraat benzeri bir durumdur çünkü sabıkanız olmaz, ceza almazsınız. Ama teknik olarak “beraat” mahkeme kararıyla aklanma demektir, burada ise hiç mahkemeye çıkmadığınız için beraat kararı yok, doğrudan takipsizlik durumu var. Yani hukuken olabilecek en iyi sonuç: adınıza açılmış soruşturma düşüyor, siz de temiz bir sayfa ile devam ediyorsunuz. Öte yandan, mahkemeye çıkıp yargılama yaşayanlarda beraat çok nadir. Sadece suç unsuru oluşmadığında beraat mümkün olabilir. Örneğin üzerinizde uyuşturucu bulunmadıysa ve idrar testiniz de pozitif değilse, sırf şüpheyle yargılanıp beraat edebilirsiniz. Tohumsuz esrar forumunda aktarılanlara göre bir üye evde yetiştirdiği kenevirlerden dolayı önce uyuşturucu ticaretiyle suçlanmış, 4 ay tutuklu kalmış, sonra mahkemede “ticaret” suçundan beraat etmiş, sadece izinsiz kenevir yetiştirmekten 10 ay ceza alıp onu da HAGB’ye çevirmişler. Bu kişi beraat ettiği için tahliye olduğunu, HAGB aldığı 10 ayın da sicile geçmediğini belirtiyor. Ama bu gibi uç senaryolar dışında, genelde denetimli serbestlik başarıyla tamamlandığında siz de hukuken beraat etmiş gibi temizlenmiş olursunuz. Zaten amaç kimseyi yargılamadan, siciline sokmadan rehabilite etmek olduğu için, “dosyanın kapanması” sizin aklanmanız anlamına gelir.
Kullanıcı Deneyimleri ve Pratik Bilgiler
Tohumsuz.com adlı Türkiye’nin en büyük esrar forumunda denetimli serbestlik yaşamış kişilerden tecrübe ve tavsiyeler.
- Öncelikle panik yapmayın: Birçok kullanıcı ilk başta çok korktuğunu ama sürecin düzgün uyarsanız o kadar da zor olmadığını belirtiyor. “Milleti korkutmayın, içicilikten hapse atmazlar, senin de bir şey olmaz” diye moral verenler var. Yani denetimdeyseniz dünyanın sonu değil, sakin kalıp kurallara odaklanın.
- Kullanımı hemen bırakın: Hemen her tecrübeli kullanıcı, yakalandığı an maddeden uzak duranların sorunsuz geçtiğini söylüyor. “Yakalanmayın kanka, oldu yakalandın bari akıllan” gibisinden nasihatler çok. İlk idrarı pozitif veren de var ama sonrası temiz gelince kurtulmuşlar. O yüzden tavsiye: bir daha içmeyin.
- Temizlenme süresi kişiye göre değişir: Kimi 3-5 günde temiz çıktığını anlatıyor, kimisi 8 günde bol suyla geçtiğini söylemiş. Ağır içiciler ise 15-20 günden önce güven olmaz diyor. Mesela bir üye “8 günde temiz verdim, ama ben kolay attım; 30 gün kafidir” diyerek ağır içen için bir ayı şart görüyor. Başka biri “13 günde temiz çıktım ama kullanım sıklığına ve yağ oranına bağlı” diye uyarmış. Hatta biri uzun süre sık içtikten sonra 33 gün bırakıp test vermiş, yine de pozitif çıkmış ve programı 6 aya uzatılmış. Yani vücudunu tanı ve bolca zaman ver diyorlar.
- Detoks tavsiyeleri: Birçok kullanıcı suyu en büyük dost ilan etmiş durumda. “Bol bol su iç, idrara çıkar” klişesi gerçek. Ayrıca ter atmak (koşu, sauna), maydanoz kürü, elma sirkesi içmek, bira/soda ile sık işemek gibi her yöntemi deneyen var. Bu yöntemlerin kimseye zararı yok (aşırıya kaçmazsanız) ve bir nebze yardımcı olabilir. Ama bazı üyeler abartıp 1 litre sirke içecek noktaya gelmiş – bu kadarına gerek yok. Sonuçta “denedim, mucize olmadı” diyenler de mevcut. Yani destekleyici şeyler yapın ama güveninizi onlara bağlamayın.
- İdrar söktürücü ilaçlar: Lasix kullanan çok kişi var ve çoğu işe yaradığını düşünüyor. Her sabah bir tablet alıp yanında tonla su içerek metabolitleri atmaya çalışmışlar. Genelde “sorunsuz temiz verdim” diyenler bu yöntemi uygulamış. Fakat birkaç kişi Lasix’in yan etkilerinden yakındı (bazılarında böbrek ağrısı yapmış). Ayrıca idrarı tamamen şeffaf yapacağı için B vitamini takviyesiyle rengi normale çevirenler olmuş. Bu biraz ileri düzey bir taktik ama kullanıcılar arasında popüler.
- Pasif içicilik konusunda dikkat: Bazıları “yanında içilen ortamda bulunma, duman soluma, o bile seni yakar” diye uyarıyor. Bilimsel olarak yoğun pasif maruziyet çok ekstrem olmadıkça testte pozitif çıkmaz denir; fakat forumdaki herkes yine de “riske atma” diyor. Yani arkadaş ortamında duman altı olmaktan kaçının. Bir üye “içen insanın yanında durma sakın, duman solumak bile risktir” diye nasihat veriyor. Kısacası, gerçekten tertemiz olun, yakın çevreniz de içerken yanlarında bulunmamaya çalışın.
- Pratik tüyolar: Deneyimli kişilerden bazı küçük ipuçları: Eczaneden idrar testi alıp evde kendi durumunuzu test edin – iki gün üst üste negatif görmeden resmî teste girmeyin derler. Sabah ilk idrar yerine gün içinde ikinci idrarınızı teste verin (ilk idrar daha yoğundur, metabolit birikmiştir). İdrar öncesi su için ama aşırı da içmeyin, yoksa sonuç “dilute” gelebilir. B vitamini alarak idrar rengini normal tutabilirsiniz (çok su içince şeffaflaşıyor, hemen anlaşılmasın diye). Soğuk idrar numunesi vermeyin: Laboratuvar görevlileri numunenin sıcaklığına bile bakabiliyor, o yüzden testten hemen önce idrarınızı uzun süre tutmamaya çalışın ki sıcak olsun. Bunlar üyelerin kendi aralarında paylaştığı püf noktaları.
- Moral ve iletişim: Çoğu kişi “Denetimde memurlarla, seminer hocalarıyla iyi geçinin, saygılı olun” diyor. Sonuçta onlar sizin iyiliğiniz için orada, ters gitmezseniz işiniz daha da kolaylaşıyor. Ayrıca denetimi bir yük değil, kurtuluş yolu olarak görmek önemli. Kendinize “5 yıl dişimi sıkarsam temiz sicil” motivasyonunu aşılayın.
- Son olarak, yakalanmamak en iyisi: Birçok forum mesajı esprili bir şekilde “kanka bir daha yakalanma, polise bulaşma” şeklinde. Yani bu süreçten geçenler, ikinci kez aynı hatayı yapmamanız konusunda çok uyarıyorlar. Denetim size verilmiş bir şans, bunu kullanıp bir daha bu duruma düşmemek en akıllıcası.
Özetle, denetimli serbestlik deneyimi yaşayanların ortak mesajı: Kurallara uy, temiz kal, bol su & biraz detoks ile destekle, paniğe kapılma. Bu şekilde hareket eden hemen herkes süreci sorunsuz tamamlayabilmiş.
Yeni Yasa Uygulamaları (2023-2025)
Eski yasa ve yenisi arasındaki farklar, geriye dönük işlenmesi ve diğer konular.
2023’te çıkan yeni yasa denetimli serbestlik uygulamalarını nasıl etkiledi?
Cevap: 2023 sonlarında yürürlüğe giren yargı paketi, uyuşturucu ile ilgili denetim süreçlerinde birkaç önemli değişiklik getirdi:
- Zorunlu Sürpriz İdrar Testleri: En somut değişiklik, yukarıda da bahsettiğimiz gibi, artık denetimli serbestlik tedbiri altındaki herkesin 5 yıllık deneme süresi boyunca en az iki kez rastgele idrar testine çağrılması kuralı oldu. Önceden denetim programını bitiren çoğu kişi bir daha çağrılmıyordu (ancak yeni bir suça karışırsa dosyası açılıyordu). Şimdi ise dosyanız kapanmadan (5 yıl dolmadan) savcılık sizi herhangi bir zamanda teste gönderebiliyor. Bu yasa çıktığında, denetimde olduğunu unutan pek çok kişi ansızın polis/jandarma telefonu almaya başladı. Forumda “2020’de bitirmiştim, sürprizzz 3 yıl sonra bugün arandım test vereceğim” diye şaşkınlığını aktaranlar oldu. Yani yasa geriye dönük olarak da etkili oldu, eski dosyalar da harekete geçti. Kimisi “benim dönemimde böyle bir kural yoktu, şimdi çağırıyorlar” diye itiraz etmeye çalıştı. Bir kullanıcı “Pazartesi DS bürosuna gidip bilgi alacağım, yanlışlık var diye umut ediyorum” derken başka biri “maddeden çağırma kanunu geriye işlemez diye itiraz et, en kötü itiraz süreci bitene kadar test alamazlar” diye akıl verdi. Fakat görünen o ki kanun koyucu bunu geriye dönük uygulamaya niyetli ve itiraz eden pek sonuç alamadı. Özetle, 2023 sonrası herkes yılda en az 2 kere sürprize hazır olsun kuralı yerleşti.
- HAGB’nin Kaldırılması/Güçleştirilmesi: Yeni yargı paketinde konuşulan konulardan biri de küçük cezalarda HAGB kurumunun sınırlandırılmasıydı. 2024-2025’te kademeli uygulanacağı belirtildi. Forumdan edindiğimiz kadarıyla hakimler artık eskisi kadar rahat HAGB vermek istemiyor, çünkü yakında tamamen kalkabilir. Bir üye “artık HAGB kalkıyor, hakimler vermekten çekiniyor diye duydum, dikkatli olun iyi bir avukat tutun” diye uyarmıştı. Bu da şu anlama geliyor: Denetimi ihlal ederseniz daha ciddi sonuçlar doğurabilir. Mesela eskiden %99 HAGB alacakken şimdi hakim doğrudan hapis cezasını açıklayıp infaza çevirebilir ya da para cezası verebilir. Özellikle 5 yıl içinde tekrar yakalananlara karşı tolerans azalacak gibi. Henüz birçok kişi ilk seferinde HAGB almaya devam ediyor, ancak 2024’ten itibaren bu düzenleme devreye girerse “HAGB yok, direkt sabıka” durumu mümkün olabilir. Bu nedenle forumda bazıları “Ağustos’ta HAGB kalkmadan şu işi halledip kurtulmak istiyorum” diye acele ediyordu. Kısacası yeni yasa, HAGB’yi zorlaştırarak denetimi ciddiye almanızı daha da önemli hale getiriyor.
- Eski Dosyaların Yeniden İşleme Alınması: Yeni uygulamalar sadece aktif denetimlileri değil, geçmişte denetim alıp dosyası beklemede olanları da etkiledi. Yukarıda bahsettiğimiz sürpriz testler bunun örneği. 2023-25 arası, 5 yıllık süresi dolmamış eski dosyalar tek tek taranıp insanlar çağrıldı. Bu da birçok kişide “Yıllardır unuttukları dosyamı raftan indirdiler” duygusu yarattı. Özellikle Kasım 2023’ten hemen sonra bir dalga halinde ülke genelinde denetimli serbestlik dosyalarına sahip kişilere test çağrıları yapıldı. Bu durum bazılarınca “yeniden yargılama gibi olur mu?” endişesi yarattı ama aslında olan, mevcut erteleme sürecinin daha sıkı takibi idi. Yani yeni bir suç işlemediyseniz ve temiz çıkarsanız sorun yok, ama eğer pozitif verirseniz dosyanızın patlaması (yeniden işleme alınması) söz konusu olacak.
- Savcılık Pratiklerindeki Değişimler: Önceden denetim işleri daha çok DS büroları üzerinden yürürdü; yeni dönemde savcılık doğrudan devrede. Mesela sürpriz testleri bizzat savcı emrediyor ve Adli Tıp’ta analiz yapılıyor. Ayrıca savcılar ihlal durumunda kişiyi çağırıp uyarı vermeye veya ifadesini almaya başlamış (önceden otomatik dava açılırdı). Bu da bir nevi idare-i maslahat, belki de dosya yoğunluğunu azaltmak için. Yani savcı “gel bakalım anlat, bilerek mi yaptın, yoksa pasif içici misin” diyebiliyor ve belki duruma göre bir kereye mahsus göz yumabiliyor. Bir üye pozitif verdiği halde “kendimi detoksa soktum dosyam bozulmasın diye, açıklarsan inan insiyatif sağlarlar” diyerek, iyi hal gösterirsen belki dosyan hemen yanmaz demiş. Yani yeni dönemde insani faktörler de girmiş olabilir.
Özetle 2023-2025 arası getirilen yenilikler, denetimli serbestlikte sıkı denetim, daha az tolerans şeklinde özetlenebilir. Ama bu, düzenli uyum sağlayan kullanıcıyı etkilemez. Aslında amaç, denetim sürecini kağıt üstünde bırakmayıp gerçekten takip etmek. Siz temiz durduğunuz sürece yeni yasa da olsa eski yasa da, 5 yılın sonunda özgür kalırsınız. Sadece artık “nasıl olsa denetim bitti oh rahatım” devri yok; 5 yıl bitene kadar temkinli olmaya devam etmeniz gerekiyor.
Diğer Konular (Yetiştiricilik, İçici-Tacir Ayrımı, vb.)
Evde esrar yetiştirmenin satıcılık kapsamında değerlendirilmemesi için sınırlar ve dikkat edilmesi gerekenler.
Evde kendim için kenevir yetiştirirsem cezası ne olur? İçici sayılır mıyım, yoksa satıcı muamelesi mi görürüm?
Cevap: Kenevir yetiştirmek Türkiye’de ayrı bir suç olarak düzenlenmiştir (2313 sayılı Kanun’a aykırı ekim yapmak). Evinizde kendi kullanımınız için bile yetiştirseniz, yakalanırsanız kullanmak için uyuşturucu bulundurma suçundan ziyade izinsiz uyuşturucu madde üretimi kapsamında değerlendirilme riski var. Ancak uygulamada miktar ve delillere göre içici mi yoksa satıcı mı muamelesi göreceğiniz belirleniyor. Örneğin forumda biri, evinde 13 tane 1 aylık kenevir fidesiyle yakalanmış ve buna rağmen sadece içicilikten işlem gördüğünü yazmıştı. Demek ki fideler ufak ve satış emaresi yoksa kişisel kullanım sayılabiliyor. Başka bir örnekte, 8-10 saksı kenevir yakalattığını söyleyen bir kullanıcıya da benzer şekilde “içicilikten dosya” yapıldığı belirtilmiş. Öte yandan bir başka üye, yetiştirme işinden dolayı tutuklandığını ama mahkemede “ticaret yapmadığı” kanıtlanınca beraat ettiğini, sadece kaçak ekimden 10 ay ceza alıp onun da HAGB’ye çevrildiğini anlattı. Yani mahkeme “satıcı değil, kendi içici” diye karar vermiş. Bu örnekler gösteriyor ki ölçüt genelde niyet ve miktar: Eğer ekip biçtiğiniz miktar birkaç saksıyla sınırlı, ürün miktarı kişisel kullanım düzeyinde ise ve etrafta paketleme, satış ekipmanı, yüklü para vs. bulunmazsa mahkeme sizi kullanıcı kabul edebiliyor. Ama tarlada ziraat yapacak kadar çok ekim, ışıkyalıtımla profesyonel sera düzeneği, tartı, paket gibi unsurlar varsa “uyuşturucu imal ve ticaret” suçuna girersiniz ki cezası çok ağır (en az 8-10 yıl hapis). İçicilik sınırında kalan yetiştiricilere genelde ilk yakalanmada denetimli serbestlik veya düşük hapis + HAGB veriliyor. Yine de unutmayın: Tek bir kenevir bitkisi dahi yasa dışıdır. Kişisel kullanım için ekiyorsanız bile yakalanırsanız en iyi ihtimalle denetimli serbestlik alırsınız, kötü ihtimalle birkaç ay tutuklu kalıp yargılanabilirsiniz. Bir üyenin dediği gibi “8-10 saksı dışında sıkıntılı bir durum yoksa içicilikten vermişler” ama senin durumunda başka faktör var mıydı diye soruyor – yani tamamen keyfekeder de olabiliyor. Kısacası evde yetiştirirken yakalanmak istemiyorsanız çok temkinli olmalısınız; yakalanırsanız da “kendi kullanımım, satmıyorum” çizgisini bozacak hiçbir delile mahal vermeyin.
Üzerimde yakalanan esrar miktarına göre kullanıcı mı yoksa satıcı mı sayılırım? İçici-tacir ayrımı nasıl yapılıyor?
Cevap: Türk hukukunda net bir gram sınırı belirtilmemiş olsa da, yakalanma koşulları ve miktar içici-tacir ayrımında kritik rol oynuyor. Küçük miktarlar (birkaç gram, birkaç içimlik) genellikle kullanıcı kapsamında değerlendirilir ve TCK 191 (denetimli serbestlik) uygulanır. Hatta forumda denildiği gibi “1 gram, 0.5 gram, tek sarımlık yakalansa keşke polisiye işlem yapmasalar” ama maalesef yapıyorlar. Yani 1 gram da bulunsa sizi içici kabul edip denetimli serbestliğe yollarlar, “hadi evine bir daha yapma” demezler. Öte yandan, yakalandığınız miktar çok fazla ise (mesela 50-100 gram üzeri, hele ki kiloya yakınsa) o zaman kişisel kullanım savunması zorlaşır; TCK 188 (uyuşturucu ticareti) suçu gündeme gelir. Aradaki gri bölgede (örneğin 20-30 gram gibi) diğer delillere bakılır: Ürün paketlenmiş küçük poşetler halindeyse, dijital terazi bulunursa, para trafiği varsa satıcı muamelesi görme ihtimaliniz yükselir. Ama hepsi tek paket halindeyse, evde kendi kullanım ekipmanlarınız (örneğin bong, grinder) varsa kullanıcı olduğunuz anlaşılabilir. Yargıtay içtihatlarında 20 gramın altı genelde kullanıcı kabul ediliyor, 20 gram üstünde satış varsayımı tartışılıyor diye biliniyor – ancak bu kesin bir kural değil. Forum deneyimlerinde, örneğin bir kişi 18 gram skunk ile yakalandım, kullanıcıyım dedim kabul ettiler derken bir başkası “üzerimde 30 gram vardı, zor kurtardım” diyebilir. Esasen polis/savcı “şüphe duyarsa” telefonu mesajları bile inceleyip satış delili arayabilir. İlk defa yakalanıyorsanız ve sabıkanız yoksa, sınırda bir miktar için çoğunlukla içici tarafta yorumlama eğilimi oluyor. Hatta ele geçen miktar ne olursa olsun, “şahsî kullanım içindir” diye ifade vermeniz önerilir. Tanıdık bir avukatın forumdaki tavsiyesi: “Kimseyi korkutmayın, içicilikten cezaevine atılsa memlekette adam kalmaz” diyerek, makul miktarda yakalananların hapse atılmadığını vurguluyor. Özetle, içici-tacir ayrımı maddi delillerin bütününe bakılarak yapılıyor. Üzerinizdeki esrar miktarı günlük kullanım düzeyindeyse ve başka satış emaresi yoksa kullanıcısınız. Miktar çok yüksek veya başka kanıtlar varsa satıcı kabul edilirsiniz. Her halükarda, ilk yakalanmada içici görülme şansınız çok daha yüksektir; bu durumda denetimli serbestlik gibi seçeneklerle yırtabilirsiniz. Satıcı sayılırsanız işler çok ciddi hukuki boyuta taşınır.
Hiç uyuşturucu madde yakalatmadım, sadece idrar testim pozitif çıktı. Bu durumda ceza alır mıyım?
Cevap: Evet, maalesef sadece uyuşturucu kullanmış olmak da suç kapsamına giriyor. Türk Ceza Kanunu 191. maddesi “kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak veya uyuşturucu madde kullanmak” fiilini suç sayıyor. Yani üzerinizde fiziken madde ele geçmese bile, vücudunuzda uyuşturucu tespit edilmesi aslında o maddeyi temin edip kullandığınızı kanıtlıyor. Bu durumda savcılık yine aynı işlemleri yapıyor: Denetimli serbestlik sürecine sevk ediyor. Nitekim forumda böyle pek çok örnek var: Hastanede acile giden, kaza yapıp kan/idrarda uyuşturucu çıkan kişiler “üstümde bir şey yoktu ama test pozitif çıkınca savcı dosya açtı” diye yazıyor. Bir kullanıcı, hastanede THC pozitif çıktığını ve direkt denetimli serbestlik geldiğini belirtmişti. Yani kolluk kuvvetleri veya hastaneler bu sonucu aldığında rapor ediyorlar ve savcılık sizi çağırıyor. Elbette elinizde uyuşturucu yakalanmadığı için mahkemede isterseniz “ben içmedim, pasif etki” falan diyerek itiraz etmeye çalışabilirsiniz; ama genelde bu pek işe yaramıyor. Çünkü teknik olarak idrarınızda çıkan metabolit, sizin uyuşturucu kullandığınızın bilimsel delili sayılıyor. Pasif içicilik gibi savunmalar çok inandırıcı bulunmuyor (hele ki yüksek seviyedeyse). Forumda avukatlar, “madde vücuda girdiyse suç oluşmuştur, illaki ele geçirilmesi gerekmez” şeklinde görüş belirtiyorlar. Dolayısıyla sadece pozitif test bile denetimli serbestlik kararı için yeterlidir. Böyle bir durumdaysanız en akıllıca yol, pişman olduğunuzu belirtip denetimli serbestlik tedbirine razı olmaktır – zira inkar etseniz bile elinizde aksini kanıtlayacak bir şey yok. Hatta bir üye, pozitif çıktığı için ifade vermeye çağrıldığında “içmedim, ortamda bulundum, yasadan haberim yoktu” gibi bahanelerle şansını deneyeceğini yazmıştı. Denemekte özgürsünüz fakat uygulamada savcılar/gençlik mahkemeleri çok dikkate almıyor bu savunmaları. Yine de çok düşük düzey yakalandıysanız “pasif maruziyet” demek bir opsiyon olabilir. Ancak özetle: Üzerinde madde yakalatmamış olmak kurtarmıyor, pozitif idrar testi de yasal işlem için yeterli delil sayılıyor ve muhtemelen denetimli serbestlik sürecine giriyorsunuz.
Pasif içici olmak testte pozitif çıkmaya sebep olur mu? Ortamda içilen esrardan etkilenirsem bana suç sayılır mı?
Cevap: Bu, hem bilimsel hem hukuki açıdan tartışmalı bir konu. Bilimsel olarak, ikinci el esrar dumanına maruz kalan bir kişinin idrarında THC metaboliti çıkabilir ama genelde düşük düzeyde kalır. Standart 50 ng/ml eşik değerinin üzerinde çıkması için saatlerce çok yoğun duman altı ortamda bulunmak gerekir. Forumda bu konuda iki tür yorum var: Kimi üyeler “pasif içicilik pozitif sonuçlara yol açabilir” diye uyarılarda bulunuyor. Hatta bu durumu açıklayan kaynaklar paylaşıp “side smoke denilen şey bu, bir joint odada içilir herkes etkilenir” gibi ifadeler yazmışlar. Kimi üyeler ise “kesin negatif olmak için dumanlı ortamdan uzak dur” diyerek işin pratiğine odaklanmış. Hukuki açıdan ise, pasif içici olmanız suçu ortadan kaldırmaz. Sonuçta testinizde madde çıktıysa, “arkadaşlar içiyordu ben kenardaydım” demeniz genelde kabul görmez – kullanmış kabul edilirsiniz. Fakat denetimli serbestlikte pozitif çıktıysanız ve gerçekten siz kullanmadıysanız, bunu bir savunma olarak ileri sürebilirsiniz. Özellikle yeni yasa sürpriz testlerinde habersiz yakalananlar “içmedim, içilen ortamda bulundum” bahanesine sarıldı. Bir üyeye tavsiye olarak “kabul etme, içmedim de, uzun süre dumana maruz kaldım de, kanun değiştiğinden haberim yoktu de” diye akıl verenler oldu. Bu belki cezanızı hafifletmez ama en azından duruşmada hafifletici bir mazeret sayılabilir. Gerçekte pasif içicilikten pozitif çıkmanız düşük ihtimal, ancak imkânsız değil. O yüzden hem kendinizi korumak için, hem de olası savunmanızın tutarlılığı için sosyal çevrenize dikkat edin: Denetim altındayken etrafınızda uyuşturucu tüketilen ortamlardan uzak durun. Diyelim arkadaşlarınız içiyor, siz içmediniz ama ertesi gün test var – riske atmayın, oradan hemen uzaklaşın. Çünkü oldu da pozitif çıktı, bunu açıklamak çok zor olur. Sonuç: Normal koşullarda pasif maruziyet testte pozitif çıkarmaz (50ng/ml barajı sayesinde). Ama forum deneyimleri “Burası Türkiye, ne olacağı belli olmaz” diyerek ihtiyatlı olmayı öneriyor. Siz de mümkün mertebe temiz bir çevre oluşturun. Eğer gerçekten sadece pasif etkiyle pozitif olduğunuzu düşünüyorsanız, bunu resmi makamlara belirtmekten çekinmeyin – kesin kurtarır demiyoruz ama en azından aklınızda bulunsun.
Denetimli serbestlikte başka dikkat etmem gereken konular var mı? (Ehliyet, sabıka kaydı, vs.)
Cevap: Bu soru başlıklarımız dışında, forumda sık geçen birkaç hususu da kısaca not edelim:
- Ehliyet meselesi: Denetimli serbestlik alan kişilerin ehliyetine el konulur mu, yenilemesine engel olur mu diye soranlar oldu. Genel olarak, denetimli serbestlik sadece bir soruşturma tedbiri olduğu için ehliyetinizi almazlar. Ancak mahkemeye çıkar da hüküm alırsanız (özellikle uyuşturucu ticareti vs. gibi) o zaman ehliyetiniz iptal olabilir. Bir üye “Denetime giden kimse ehliyeti yenileyemiyor mu?” diye sormuş, altına “mahkemeye çıkmadığın sürece sabıkaya işlemez, ehliyete bir şey yapamazlar” diye cevap almıştı. Yani DS sürecinde ehliyetinizle ilgili bir işlem yapılmaz.
- Yurtdışı çıkış: Yukarıda detaylı değindik, denetim sürerken seyahat serbest ama program yükümlülüklerini aksatmamak şartıyla. Bir forum yazarı, yurtdışında olduğu sürece savcılığın kendisini idrara gönderemeyeceğini öğrendiğini paylaştı. Fakat bu demek değil ki dosya unutulur; döndüğünüzde kaldığınız yerden devam eder.
- Dışkı testi: Bazı özel durumlarda (daha çok uyuşturucu kaçakçılarında) kolluk kuvvetleri dışkı testi yapabiliyor, örneğin yutkunç tabir edilen kuryelerin midelerinde paket saklayıp saklamadığını anlamak için. Fakat sıradan denetimli serbestlik sürecinde dışkı testi kesinlikle istenmiyor. Sadece idrar (ve belki gerektiğinde kan) analizleri yapılıyor. Dışkı testi konusu sizin için gündeme geldiyse muhtemelen DS kapsamında değilsinizdir, o apayrı bir soruşturma demektir.
- Sosyal hizmet yaptırımı: Uyuşturucu kullanımından denetim alanlara bazen kamuya yararlı bir işte çalışma (örneğin haftada birkaç saat temizlik vs.) yaptırılacağı korkusu oluyor. Mevzuatta böyle bir seçenek olsa da, TCK 191 kapsamında genelde uygulanmaz. Sizin yükümlülüğünüz tedavi ve eğitimdir, bunun dışında bir ceza çalışması yapılmaz. Sadece mahkeme kararıyla denetimli serbestlik değil de hapis cezası alıp da cezaevine girmemek için denetimli serbestlik tedbiri verilenler (TCK 50 kapsamında) topluma hizmet yükümlülüğü alabiliyorlar. Sizin durumunuzda bu söz konusu değil.
- Arkadaş çevresi ve tekrar yakalanma: Denetimli serbestlik, bir anlamda sizi izleme süreci olduğundan, polis sizi tanımış oluyor. Tekrar aynı çevrede yakalanırsanız bu kez “müracaat etti, yine kullanmış” diyerek daha az tolerans gösterebilirler. Forumda “ikinciye denetim veren de var ama tamamen kumar, şansına bağlı” diyenler var. Genelde ikinci yakalanmada HAGB’li ceza geliyor, üçüncüde kesin hapis diyenler çoğunlukta. Yani bir kere bu süreçten geçtiyseniz, mümkün mertebe kendinizi uzak tutun, aynı hatayı tekrarlamayın.
Daha özgür bir Türkiye dileğiyle, umarız bu süreçler bir gün tarih olur.
Denetimli serbestlik sürecinde olan herkese sabır ve başarılar diliyoruz. Siz sorumluluklarınızı bildiğiniz sürece, buradaki bilgiler de yol gösterici olacaktır. Kolay gelsin!
